top of page
Yazarın fotoğrafıSustainable Lawyer

Avukatlar, Hukuk Profesyonelleri ve Hukuk Öğrencileri için ESG Rehberi - 3



Karbon Piyasaları ve Hukuki Çerçevesi


1.  Karbon Ticareti ve Karbon Piyasalarının Temelleri

Karbon ticareti, küresel ısınmayı ve iklim değişikliğini azaltmak amacıyla karbondioksit (CO2) ve diğer sera gazlarının emisyonlarını kontrol altına almak için kullanılan bir mekanizmadır. Kısaca, karbon kredilerinin alınıp satıldığı bu sisteme göre devletler ve işletmeler, tavan olarak belirlenen emisyon sınırını aştıkları oranda karbon kredileri satın alabilirler. Karbon kredileri, satın alana belirli bir miktarda karbondioksit veya diğer sera gazı salınımı yapma izni veren belgeler olarak nitelendirilmektedir. Bu krediler, emisyonlarını azaltan ya da emisyon sınırının altında kalan diğer devletler veya işletmeler tarafından satılabilir. Bahsi geçen ticarete konu bir karbon kredisi, bir ton karbondioksit veya eşdeğer miktarda başka bir sera gazının azaltılması, (toprakta veya bitkilerde) depolanması ya da önlenmesi anlamına gelmektedir. Buna göre bir kredi, emisyonları azaltmak, depolamak veya önlemek için kullanıldığında, bu kredi denkleştirme haline gelir ve ticaret yapılamaz.


Karbon piyasalarının iki ana türü bulunmaktadır: uyum bazlı karbon piyasaları ve gönüllü karbon piyasaları. Uyum bazlı karbon piyasaları, yasal düzenlemeler ve zorunlu emisyon azaltım hedefleri çerçevesinde çalışır. Bu tarz karbon piyasalarında karbon kredileri düzenleyici sınır ve ticaret sistemlerinin bir parçasıdır. Hükümetler, sanayiler için sera gazı emisyon limitleri belirler ve bu, salınabilecek toplam sera gazı miktarını sınırlar.


Uyum bazlı karbon piyasalarının büyük kısmı "cap-and-trade" sistemiyle çalışmaktadır. Bu sistemde yasa koyucular her şirketin salabileceği sera gazı miktarını belirler – buna cap yani sınır denmektedir. Bir şirket, belirlenen sınırın altında kaldığında, fazla izinlerini sınırını aşacak başka bir şirkete satabilir - bu trade yani ticarettir. Bu fazla kredileri, sera gazı emisyon limitlerini karşılamakta zorlanan diğer şirketlere satarak, genel emisyon azaltımını teşvik ederler. Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS), uyum bazlı karbon piyasalarına bir örnektir. Avrupa Birliği’nde iklim değişikliğiyle mücadele politikalarının temel taşlarından biri olan bu sistem, aynı zamanda dünyanın ilk büyük karbon piyasası olma özelliğini korumaktadır. Birleşmiş Milletler tarafından 1997 yılında Kyoto Protokolü ile hayata geçirilen Temiz Kalkınma Mekanizması da (The Clean Development Mechanism (CDM)), taraf hükümetler tarafından belirlenen bağlayıcı hedeflere ulaşılmasını sağlamak için oluşturulan uyum piyasalarındandır.


Gönüllü karbon piyasalarında ise, işletmeler ve bireyler yasal zorunluluklar nedeniyle değil, karbon nötrlüğüne ulaşmak, sürdürülebilirlik itibarlarını artırmak veya çevresel projeleri desteklemek amacıyla kendi insiyatifleriyle karbon denkleştirmeleri (carbon offset) satın alırlar. Karbon kredileri ve karbon denkleştirmeleri, kirlilik dengesini sağlama amacıyla oluşturulan muhasebe araçlarıdır. Karbon denkleştirme, atmosferden sera gazlarının uzaklaştırılması, karbon kredisi ise, atmosfere salınan sera gazlarının azaltılması olarak tanımlanabilir. İki kavram arasındaki bir başka önemli fark da, karbon denkleştirmelerin gönüllü karbon piyasalarında geçerli olmasıdır. Karbon kredileri terimi ise uyum bazlı karbon piyasalarında kullanılmaktadır.


Gönüllü karbon piyasası kapsamında satılan karbon denkleştirmeleri, havadaki emisyonları azaltan veya daha fazlasını eklememeyi sağlayan çeşitli karbon denkleştirme projeleri tarafından oluşturulmaktadır. Devletler tarafından regüle edilmeyen bu sistemde bağımsız sertifikasyon kuruluşları, projeleri doğrulamak ve ticareti yapılan karbon kredilerinin bütünlüğünü sağlamak için belirli standartlar belirlemektedir. BM tarafından 2022 yılında yayınlanan blog yazısında mevcut gönüllü karbon kredilerinin büyük bir kısmının, karbon projeleri geliştiren özel kuruluşlardan veya emisyon azaltımı ve/veya uzaklaştırma sağlayan karbon standartlarına uygun programlar geliştiren hükümetlerden geldiği belirtilmektedir.


2.  Karbon Ticaretinin Hukuki Yönleri ve Düzenlemeler

Karbon ticareti, çeşitli ulusal ve uluslararası düzenlemelerle uygulama alanı bulmaktadır. Kyoto Protokolü’nün 12. Maddesi ile tanımlanan CDM, gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltma taahhütlerini belirlemiştir. CDM ile belirlenen kredilere Sertifikalı Emisyon Azaltımları (CERs) denmektedir. CDM, türünün ilk küresel çevresel yatırım ve kredi programı olarak geniş çevrelerce kabul görmektedir. Ancak CDM'nin küresel sera gazı emisyonlarını azaltma ve sürdürülebilir kalkınma faydaları sağlama görevinde başarısız olduğunu düşünenler de bulunmaktadır.


196 taraf ülke tarafından 2015 imzalanan ve 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe giren Paris Anlaşması ise, küresel sıcaklık artışını 2°C'nin altında tutmayı hedeflemiştir. Kyoto Protokolünden farklı olarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ayrımı yapmamıştır. Paris Anlaşması ile iki yeni karbon pazarı oluşturulmuştur. Anlaşmanın 6. Maddesi, ülkelerin iklim hedeflerine ulaşmak için gönüllü işbirliği yapabilecekleri şekli belirlemektedir. Bu madde ile iklim değişikliği ile mücadele etmek için uluslararası işbirliğini ve gelişmekte olan ülkeler için finansal destek sağlanmasını kolaylaştırmak amaçlanmaktadır.


Söz konusu madde kapsamında taraf ülkelerin, sera gazı emisyonlarını azaltmalarından kaynaklanan karbon kredilerini bir veya daha fazla ülkenin iklim hedeflerini karşılamak için kullanabilecekleri şekilde transfer edebilmeleri mümkün kılınmıştır. Paris anlaşması ile düzenlenen Karbon Kredilendirme Mekanizması (PACM), ülkelerin iklim hedeflerini artırmasına ve ulusal eylem planlarını daha maliyet etkin bir şekilde uygulamasına olanak tanımaktadır. Mekanizma aynı zamanda gelişmekte olan ülkeler için iklim finansmanı kaynağı olarak da hizmet etmekte ve elde edilen gelirin bir kısmı iklim değişikliğinin kaçınılmaz etkilerine karşı dayanıklılığı artırmaya yönelik uyum finansmanına ayrılmaktadır.


Paris Anlaşması ile düzenlenen piyasalar, anlaşmanın 6. Maddesinde yer almaktadır. Anılı maddenin 6.2 ve 6.4 bentlerinde iki farklı pazar mekanizması düzenlenmiştir. İkinci mekanizma bazen Sürdürülebilir Kalkınma Mekanizması (SDM) olarak adlandırılır. Anlaşmanın 6.2 maddesinde düzenlenen mekanizma, ülkelerin ikili anlaşmalarla çevresel bütünlüğü sağlamalarına olanak tanımaktadır. Madde 6.4’te düzenlenen sistem ise, Temiz Kalkınma Mekanizması'na benzemekle birlikte, Kyoto Protokolü’nden farklı olarak sadece gelişmekte olan ülkelerde uygulanacak projelerle sınırlı olmayacak bir sistem olarak düzenlenmiştir.


Paris Anlaşması'nın 6. maddesi, ülkelerin karbon kredilerini takas ederek daha yüksek azaltım hedeflerine yönelik gönüllü olarak işbirliği yapmalarına imkan tanıdığı için, ulusal emisyon azaltım hedeflerine daha uygun maliyetlerle ulaşmanın bir yolu olarak değerlendirilmektedir. Ancak anılı madde birçok tartışmaya ve uzun müzakerelere neden olmuştur. Geçtiğimiz ay Bonn’da gerçekleşen İklim Değişikliği Konferansı’nda da anlaşmanın 6. Maddesi ile düzenlenen kredi piyasasının işleyişine ilişkin açık konuların çözümü konusunda uzlaşma sağlanamamış ve ülkeler karbon kredisi üretiminde emisyon azaltımının ne ölçüde kullanılabileceği, 6. Madde'nin karbon kredi sistemlerinin hangi bileşenlerinin merkezileştirilmesi gerektiği ve diğer ilgili noktalar üzerinde anlaşmaya varamamışlardır. ABD eski başkanı ve başkan adayı Trump’ın da kazanması durumunda ABD’nin Paris Anlaşması’ndan ayrılacağı iddia edilmektedir. Ülkemizde ise Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi 7 Ekim 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir.


Ulusal düzeyde ise, karbon ticaretine yönelik düzenlemeler ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde ülke genelinde geçerli olan bir karbon piyasası yoktur.


3.  Karbon Kredileri ve Karbon Piyasalarında Hukuki Riskler

Karbon kredileri ve karbon piyasaları, çevre koruma ve sürdürülebilirlik alanında önemli araçlar olarak kabul edilir. Ancak, bu piyasaların etkinliği ve güvenilirliği açısından çeşitli hukuki riskler de mevcuttur. Karbon kredileri, bir ton karbondioksit veya eşdeğeri sera gazı emisyonunu azaltma, önleme veya ortadan kaldırma taahhüdünü temsil eden finansal araçlardır. Bu kredilerin ticareti, karbon piyasalarının temel unsurlarından biridir ve hukuki risklerin yönetimi, bu piyasaların sürdürülebilirliği ve etkinliği açısından büyük öneme sahiptir.

Karbon piyasalarının işleyişi, ulusal ve uluslararası düzenlemelere tabi olduğundan ülkeler arası uyumsuzluklar karbon kredilerinin geçerliliği ve ticaretine ilişkin belirsizlikler yaratabilir. Bunun yanında doğal afetler, politik istikrarsızlıklar, finansal sürdürülebilirlik gibi faktörler de karbon kredilerinin dayandığı projelerde risklere sebep olabilir. Karbon piyasalarında sahtekarlık ve dolandırıcılık vakaları, karbon kredilerinin güvenilirliğini zedeleyebilir. Karbon kredilerinin gerçek ve doğrulanabilir olması gerekmektedir; aksi takdirde, sahte kredilerin piyasada dolaşımı, yatırımcı güvenini sarsabilir ve hukuki sorunlara yol açabilir.


Karbon kredilerini konu eden sözleşmelerin karmaşıklığı ve belirsizlikleri, hukuki anlaşmazlıkların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu sözleşmelerin doğru bir şekilde düzenlenmesi ve taraflar arasında açık bir şekilde anlaşılması, muhtemel uyuşmazlıkları önlemede kritik öneme sahiptir. Karbon piyasalarında faaliyet gösteren şirketlerin, emisyon azaltım taahhütlerini yerine getirdiklerini ve karbon kredilerinin doğruluğunu kanıtlamak için uyum ve raporlama gerekliliklerine uymaları gerekmektedir.


Uyumsuzluk durumları, yasal yaptırımlar ve itibar kaybı riskini beraberinde getirebilir.


Bu nedenle, karbon piyasalarında faaliyet gösteren işletmeler ve yatırımcılar, hukuki riskleri yönetmek için sağlam sözleşme yapıları oluşturmalı ve yasal uyum süreçlerini dikkatle takip etmelidirler. Hukuk profesyonelleri, bu süreçlerde danışmanlık sağlayarak karbon ticaretinin güvenli ve etkin bir şekilde işlemesine katkıda bulunabilirler.


 

Kaynak listesine aşağıdan ulaşabilirsiniz:







































0 görüntüleme

Comentarios


Los comentarios se han desactivado.

Top Stories

bottom of page