top of page
Yazarın fotoğrafıSustainable Lawyer

Sürdürülebilir Ekosistem #135

Sürdürülebilirlik ekosistemine dair haftalık gelişmeleri sizin için derledik;

FCA, Sürdürülebilirlik Bilgilendirme Gereklilikleri Konusunda Firmalara Geçici Esneklik Sunuyor


9 Eylül 2024 tarihinde Finansal Davranış Otoritesi (“FCA”), firmaların Sürdürülebilirlik Açıklama Gereklilikleri (“SDR”) kapsamında sürdürülebilirlik ürünlerine yönelik “adlandırma ve pazarlama” kurallarına uymaları için 2 Nisan 2025 tarihine kadar “sınırlı geçici esneklik” ilan etti.


Bir Birleşik Krallık yatırım fonu (i) 1 Ekim 2024 tarihine kadar değiştirilmiş açıklamaların onaylanması için tamamlanmış bir başvuru sunmuşsa ve (ii) şu anda bu fonun adında “sürdürülebilir”, “sürdürülebilirlik” veya “etki” (veya bunların bir varyasyonu) terimlerinden birini veya daha fazlasını kullanıyorsa ve bir etiket kullanmayı veya bu fonun adını değiştirmeyi planlıyorsa, firmanın “adlandırma ve pazarlama” kurallarına uymak için 2 Aralık 2024 yerine 2 Nisan 2025 tarihine kadar süresi bulunuyor.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.


 

Avustralya'da Parlamento 2025 Yılından İtibaren İklim Raporlamasını Zorunlu Kılacak


9 Eylül 2024 tarihinde Avustralya Temsilciler Meclisi, kapsam dahilindeki kuruluşların yıllık raporlarında iklimle ilgili zorunlu finansal açıklamalar yapmalarını gerektiren Hazine Kanunları Değişikliği (Finansal Piyasa Altyapısı ve Diğer Tedbirler) Yasa Tasarısı 2024'ü kabul etti.


Kapsam dahilindeki kuruluşlar, iklim yönetişimleri; 1,5 ve 2 santigrat derecenin üzerindeki iklim değişikliği risklerinin senaryo analizi de dahil olmak üzere risk yönetimi stratejileri; Kapsam 1, 2 ve 3 sera gazı emisyonları; kuruluşun nakit akışları, gelirleri ve varlık değerleri de dahil olmak üzere iklimle ilgili risklerin finansal etkileri ve kuruluşun iklimle ilgili hedeflere karşı performansı hakkında rapor vermelidir. İşletmenin iklimle ilgili açıklamalarının Avustralya Denetim ve Güvence Standartları Kurulu tarafından kabul edilen standartlara uygun olarak denetlenmesi gerekecektir. Yasa, kuruluşların büyüklüklerine ve raporlama yapılarına göre aşamalı olarak uygulanacaktır.


Yasanın yürürlüğe girmesi için Kraliyet Onayı alması gerekiyor. Onay alındıktan sonra, kapsam dahilindeki kuruluşların 1 Ocak 2025'ten sonra başlayan mali yıl için iklimle ilgili finansal açıklamalar yapmaları gerekecektir.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.


 

EPA, Federal Alıcılar için Sürdürülebilir Satın Alma Standartlarında Güncellemeler Öneriyor


9 Eylül 2024 tarihinde, ABD Çevre Koruma Ajansı (“EPA”) Federal Satın Alma için Şartnameler, Standartlar ve Eko-etiket Önerileri'nde güncellemeler önerdi. Öneriler, federal satın almalarda çevresel açıdan sürdürülebilir ürünlerin doğru bir şekilde belirlenmesi için devlet alıcılarına rehberlik etmek üzere tasarlandı. 35 ürün ve hizmet kategorisini kapsayan bu öneriler, federal satın alımlarda enerji tasarrufu sağlayan, geri dönüştürülmüş içerik barındıran ya da PFAS ve tek kullanımlık plastikler gibi zararlı maddelerin kullanımını azaltan ürünlere öncelik verilmesini sağlarken aynı zamanda yanlış, yanıltıcı ya da hatalı sürdürülebilirlik iddialarında bulunan ürünlerin satın alınmasını da azaltıyor.


Önerilen değişiklikler, federal kurumları EPA'nın standartlarına göre sürdürülebilir satın alımlara öncelik vermeye yönlendiren ve Nisan 2024'te nihai hale getirilen Sürdürülebilir Ürünler ve Hizmetler satın alma kuralının yürürlüğe girmesini takip ediyor. Önerilen değişiklikler (i) 14 yeni standart ve eko-etiket getiriyor; (ii) önerileri sağlık hizmetleri, laboratuvarlar, giyim ve üniformalar gibi sektörleri kapsayacak şekilde genişletiyor; ve (iii) yemek servis gereçleri kategorisini yeniden kullanılabilir, sertifikalı kompostlanabilir ve geri dönüştürülebilir ürünleri kapsayacak şekilde genişletiyor. Ayrıca EPA, ajansın güçlendirilmiş uygunluk kriterlerini artık karşılamayan yedi standardın kaldırılmasını öneriyor.


Önerilen değişiklikler, 15 Ekim 2024 tarihinde sona erecek 32 günlük bir yorum süresine tabidir. Daha sonra EPA nihai kuralı teklif edecektir.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.

İrlanda toplum hukuku merkezi Community Law & Mediation ve üç bireysel davacı, hükümetin ulusal emisyonları yeterince hızlı azaltmayarak yasaları ihlal ettiğini iddia ediyor.


Mahkemeden, İrlanda hükümetinin iklim mevzuatına uymadığına ve eylemlerinin İrlanda anayasası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AB Temel Haklar Şartı'nda korunan hakları ihlal ettiğine dair bir karar beklediklerini belirtiyorlar.


Bu dava, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu yılın başlarında verdiği ve hükümetin iklim değişikliği konusundaki eylemsizliğinin temel insan haklarını ihlal ettiğini belirleyen dönüm noktası niteliğindeki kararını referans alan ilk yerel davalardan biri.


Grup, İrlanda'nın 2024 İklim Eylem Planı'nın ulusal iklim yasasına ve karbon bütçelerine uymak için yeterince güçlü olmadığını savunuyor. İrlanda Çevre Koruma Ajansı'nın son rakamları, ulusal sera gazı emisyonlarının son otuz yılın en düşük seviyesinde olduğunu, ancak yine de 2030 yılı için ulusal ve AB iklim hedeflerinin oldukça gerisinde kaldığını gösteriyor.


Grup ayrıca planın üç bireysel başvurucunun yaşam, onur, sağlık, eşitlik ve mülkiyet hakları ile çocuk hakları da dahil olmak üzere temel haklarını ihlal ettiğini savunuyor. 


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.

26 Eylül 2024 tarihinde iklim değişikliği ile mücadelede kullanılan teknolojilerin tartışılacağı “TTGV İklim Lab İklim Teknolojileri Paneli III” gerçekleştirilecek. Etkinlikte Buryan Apaçoğlu-Turan, PhDSeda Köksal YeğinCeyda GüneşTolga ÇırakSenem TanjuArda Onkök, Ph.D.Filiz Hayırlı Tepebaşıİlker TayganBirce Pirinç yer alacak.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.


 

17-18 Eylül 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen Sustainable Brands Türkiye 2024'te, geleceğin stratejileri, araçları ve çözümleri keşfedildi.


İnovasyon odağında dönüşümü hızlandırmak için yapay zekadan nasıl faydalanabiliriz sorusunun yanıtı ve daha fazlası Dr. Huseyin GülerŞebnem Özdemir, PhDErcüment Büyükşener ve Dicle Yurdakul'un katıldığı “Yapay Zeka: İnovasyon için Katalizatör” panende verildi. Bunun yanı sıra, Ipsos Türkiye CCO & ESG Lideri Yasemin Özen Gürelli ve Sustainable Brands Türkiye Ülke Başkanı Semra Sevinç’in katıldığı “Türkiye’nin ESG Segmentleri ile Sosyo Kültürel Trendler” panele, Deeper Yönetici Ortağı İhsan Özçıtak, Punch BBDO Strateji Direktörü Yelda Aktuna ve Marka & İletişim Danışmanı Ahmet Akın’ın katıldığı “Sürdürülebilirlik Yolculuğu İletişim Dünyasını ve Yaratıcılık Ekosistemini Nasıl Etkiliyor?” panele, Unilever, Kuzey Afrika ve Orta Doğu Kurumsal İlişkiler ve İletişim Başkanı Ebru Şenel Erim ve Ekonomi Yazarı Uğur Gürses, artan krizler karşısında markaların nasıl odaklı kalabileceğini, stratejilerini nasıl güçlendirebileceğinin tartışıldığı panele ev sahipliği yapılan etkinlikte daha pek çok panel gerçekleştirildi.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz. 


 

Türk Tahkim Akademisi olarak Uluslararası Yatırım Hukuku ve Sürdürülebilirlik konusunda webinar gerçekleştirdi. 


19 Eylül 2024 tarihinde gerçekleştirilen webinarda Prof. Dr. Ali Yeşilırmak'ın moderatörlüğünde, Prof. Dr. Dr. Faruk Kerem Giray YKTK anlaşmalarını tarihi süreç içerisinde ele aldı, Doç. Dr. Serhat Eskiyörük YKTK anlaşmalarındaki sürdürülebilirliğe ilişkin hükümleri değerlendirdi. Son olarak Av. Gürkan Çağan Sürdürülebilirlik kaynaklı yatırım tahkim davalarını inceledi.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.

Afet odaklı yerli girişim Good Sanitation Company, 450 bin dolar yatırım aldı. 


Kurucuları arasında Dr. Dilek TuranHalil İbrahim KemaneciBoğaç ŞimşirErdem Akan ve Metin Salt gibi isimlerin bulunduğu, Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde hayata geçen Good Sanitation Company’in afetler, acil durumlar ve göçler gibi geçici kullanım koşulları için tasarlanan mobil sanitasyon ünitesi, 400 kullanıma kadar kendi kendine yetebiliyor.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.


 

Kalkınma Yatırım Bankası, Türkiye Katılım Bankaları Birliği ev sahipliğinde “Sürdürülebilir Kalkınmanın Finansmanında Katılım Bankacılığının Vizyonu” konulu çalıştay gerçekleştirdi. 


Açılış konuşmasını Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Fatma Eser Çınar gerçekleştirdi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Uygulama Daire Başkanı İlker Koç, Ph.D. ise yeşil dönüşüm yolculuğunda bankacılık sektörünün rolü ve düzenlemelerden bahsetti. Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, “SKA-10 Kapsamında Katılım Finans'ın Kalkınma Finansmanında Kullanılması” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.



Sermaye Piyasası Kurulu tarafından Yeşil, Sürdürülebilir ve Sosyal Sermaye Piyasası Araçları Rehber Taslağı yayımlandı. Duyuruda aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir:


"İklim krizi, Covid-19 pandemisi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gelişmeleri, dünyada sermaye piyasalarında sürdürülebilir finans yaklaşımının ve yeşil tahvil gibi yenilikçi finansal araçların önemini artırmıştır. Ülkemizde de, 100. Yıl Türkiye Planı kapsamında hazırlanan 11. Kalkınma Planı (2019-2023), 2021 Ekonomi Reformları Paketi eylemleri ile 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylanan Paris İklim Anlaşması kapsamında ilan edilen Ulusal Katkı beyanı çerçevesinde, iklim değişikliğine uyum ve iklim değişikliği kaynaklı risklerin azaltılması amaçlı yatırımlar için gerekli finansman araçlarının geliştirilmesi kapsamında Kurulumuzca 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu md. 1 ve md. 128/e hükümleri uyarınca “Yeşil Borçlanma Aracı, Sürdürülebilir Borçlanma Aracı, Yeşil Kira Sertifikası, Sürdürülebilir Kira Sertifikası Rehberi”nin Kurul Karar Organı’nın i-SPK 128.18 (24/02/2022 tarih ve 10/296 s.k.) sayılı İlke Kararı ile kabul edildiği kamuya duyurulmuştur.


Yeşil, sürdürülebilir borçlanma araçlarına özgü “proje seçimi”, “ihraçtan elde edilen fonun kullanımı”, “ihraçtan elde edilen fonun yönetimi” ve “raporlama”ya ilişkin kamuyu aydınlatma, raporlama yükümlülükleri ve dış değerlendirme hizmeti sunumu konuları, anılan Rehberde “yükümlülük” ve “tavsiye” niteliğindeki kurallar ile düzenlenmiştir.


Dünyada ve ülkemizde yeşil, sürdürülebilir borçlanma aracı, kira sertifikası ihraçlarına talebin arttığı gözlenmektedir. İklim krizinden yoksulluk, çatışma ve eşitsizliğe kadar uzanan küresel sorunlarla mücadele etmek hedefiyle bir yol haritası olarak kabul edilen sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda, bu defa, ülkemizde sürdürülebilir ve sosyal yönü güçlü ve daha büyük sosyal faydalar yaratan projelerin finansmanını da desteklemek amacıyla ve/veya yalnızca bunlarla sınırlı olmamak üzere, belirli bir kitle için olumlu sosyal sonuçlara ulaşmayı hedefleyen projelerin de dâhil edilmesi suretiyle Yeşil, Sürdürülebilir ve Sosyal Sermaye Piyasası Araçları Rehber Taslağı hazırlanmıştır. 


Yeşil, Sürdürülebilir ve Sosyal Sermaye Piyasası Araçları Rehberi, yeşil, sürdürülebilir ve sosyal tahvil alanında finansal piyasalarda en yaygın kabul gören ve küresel standart haline gelen “Uluslararası Sermaye Piyasaları Derneği’nin (ICMA) Yeşil Tahvil İlkeleri, Sürdürülebilir Tahvil İlkeleri ile Sosyal Tahvil İlkeleri esas alınarak hazırlanmıştır. Bu Rehber ile, yeşil, sürdürülebilir ve sosyal sermaye piyasası araçları, yeşil ve sosyal projeler, yeşil, sürdürülebilir ve sosyal sermaye piyasası aracı çerçeve belgesi, raporlamalar ve dış değerlendirme hizmetleri konularında düzenlemeler öngörülmektedir.


Uluslararası finansal piyasalardaki gelişmelerin ülkemiz sermaye piyasalarına entegre edilmesi ve sürdürülebilirlik temalı ihraçların çeşitlendirilmesi amacıyla bu Rehberin yanı sıra, ICMA Sürdürülebilirlik Bağlantılı Tahvil İlkeleri esas alınarak ayrı bir Sürdürülebilirlik Bağlantılı Sermaye Piyasası Araçları Rehber Taslağı da hazırlanmıştır.


Sürdürülebilirlik Bağlantılı Sermaye Piyasası Araçları Rehber Taslağı ile sürdürülebilirlik bağlantılı sermaye piyasası araçlarına ilişkin genel esaslar, temel bileşenler, dış değerlendirme hizmetlerine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Anılan Rehber ile ihraççılar, önceden tanımlanmış, ölçülebilir ve olabildiğince kıyaslanabilir belirli zaman çizelgesi ile takip edilen sürdürülebilirlik hedefleri, temel performans göstergeleri ile bunların performansının dış değerlendirme ile doğrulanması konusunda teşvik edilmektedir.


Tüm kişi ve kuruluşlar 16.09.2024 tarihine kadar Yeşil, Sürdürülebilir ve Sosyal Sermaye Piyasası Araçları Rehber Taslağı’na ilişkin görüş ve önerilerini yesilsurdurulebilirsosyalrehber@spk.gov.tr adresi üzerinden, Sürdürülebilirlik Bağlantılı Sermaye Piyasası Araçları Rehber Taslağına ilişkin görüş ve önerilerini ise surdurulebilirlikbaglantilirehber@spk.gov.tr adresi üzerinden Kurulumuza iletebilirler ya da Kurulumuza yazılı olarak gönderebilirler."


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.


 

ANADOLU ISUZU, “Yarın için Dönüşüyoruz” stratejisi kapsamında çevresel, sosyal ve finansal performansını detaylandırdığı 6. sürdürülebilirlik raporunu yayınladı.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.


 

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı İklim Laboratuvarı Topluluğu'nun katkılarıyla hazırlanan “İklim Teknolojileri Vaka Çalışmaları” raporu yayımlandı.


Daha fazlasına buradan ulaşabilirsiniz.

Uluslararası Demokrasi Gününü geride bıraktığımız bu haftada ekibimizden Zeynep Erten demokrasi ve sürdürülebilir kalkınmayı ele alan bir yazı kaleme aldı.


Uluslararası Demokrasi Günü: Demokrasi ve Sürdürülebilir Kalkınma


Demokrasi ve sürdürülebilir kalkınma, toplumların refahını artırmayı ve gezegenin geleceğini güvence altına almayı hedefleyen iki temel kavram olsa da günümüzde bu iki kavram arasında gerilimler ve zorluklar ortaya çıkabiliyor. Demokrasi, kısa vadeli seçim döngüleri ve bireysel özgürlükler üzerine kurulu iken, sürdürülebilir kalkınma uzun vadeli ve kolektif düşünce gerektiriyor. Dolayısıyla demokrasi ile sürdürülebilir kalkınmanın nasıl birbirini tamamladığını ve karşılaşılan zorlukları ifade etmek daha büyük önem taşıyor. 


Demokrasi ve Sürdürülebilir Kalkınma İlişkisi


Demokrasi, insan hakları, hesap verebilirlik ve katılım gibi temel değerlere dayanıyor. Sürdürülebilir kalkınma ise bu değerleri çevre koruma, sosyal eşitlik ve ekonomik büyümeyle harmanlayarak geleceği güvence altına almayı hedefliyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)’nin de belirttiği gibi demokrasi yalnızca seçimlerden ibaret değil; insan onurunu, haklarını ve kolektif refahı da kapsayan çok boyutlu bir sistemdir. Bu yönüyle demokrasi, sürdürülebilir kalkınmanın da önemli bir yapı taşı. Demokratik süreçler, tüm bireylerin sesini duyurmasını sağlıyor ve bu, kalkınmanın adil ve kapsayıcı olmasını destekliyor.


Veriler ve İstatistikler


Seçimler ve katılım oranları, demokrasinin sağlığı ve sürdürülebilir kalkınma ile olan ilişkisini anlamak için önemli bir göstergedir. Aşağıdaki veriler, demokrasi ve sürdürülebilir kalkınmanın nasıl birbiriyle bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor:


  • Seçim Katılımı ve 2024 Yılı "Süper Yıl": 2024, dünya genelinde yaklaşık iki milyar insanın 70 farklı seçimde oy kullanacağı bir "süper yıl" olarak görülüyor. Bu denli büyük katılımlı seçimler, demokrasinin işlerliği açısından önem taşısa da, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada yeterli olmayabilir.

  • Gençlerin Katılımı ve Güçlendirilmesi: Gençlerin demokrasiye katılımı her geçen gün önem kazanıyor. Buna rağmen, gençlerin katılımı genellikle sembolik kalıyor. UNDP’nin gençlerin güçlendirilmesi programları barış, güvenlik ve iklim eylemi gibi alanlarda gençlerin aktif rol almasını hedefliyor. Ancak, gençlerin karar alma süreçlerinde daha fazla yer alması gerekiyor.

  • Kadınların Siyasi Katılımı ve Eşitlik: UNDP Cinsiyet Sosyal Normları Endeksi’ne göre, dünya genelinde insanların neredeyse yarısı erkeklerin kadınlardan daha iyi siyasi lider olduğuna inanıyor. Bu durum, kadınların siyasi katılımını ciddi şekilde sınırlandırıyor ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik önemli bir engel oluşturuyor. Kadınların siyasi katılımını artırmak için cinsiyet kotalarının teşvik edilmesi ve siyasi şiddetin önlenmesi kritik adımlar olarak görülüyor.

  • Demokrasi ve Katılımın AzalmasıFreedom House verilerine göre, Avrupa ve Avrasya’da 2021 yılı itibariyle 29 ülkenin 18’inde demokrasi puanlarında düşüş yaşandı. Katılımın azalması, demokrasinin sürdürülebilir kalkınma üzerindeki olumlu etkilerini sınırlayabiliyor ve uzun vadeli kalkınma politikalarının hayata geçirilmesini zorlaştırıyor.

  • Bilgi Kirliliği ve Demokrasi: Seçim dönemlerinde artan bilgi kirliliği, demokrasiyi tehdit eden önemli bir unsur. UNDP, seçim süreçlerinde dijital araçlar ve doğrulama mekanizmalarıyla bilgi kirliliğine karşı mücadele ediyor. Doğru bilgiye erişim, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik politikaların daha etkin şekilde uygulanmasını sağlıyor.


Demokrasi ve Sürdürülebilir Kalkınma Arasındaki Dinamikler


Demokrasinin yapısal dinamikleri ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasındaki ilişki, özellikle politika yapıcılar açısından bir denge kurulmasını zorunlu kılıyor. Kısa vadeli çıkarlar ve seçim odaklı demokratik süreçler, sürdürülebilir kalkınmanın uzun vadeli hedefleriyle çelişebiliyor. Örneğin, siyasi liderler, seçim kazanmak için anlık popülist politikalar geliştirmeyi tercih ederken, çevresel veya ekonomik sürdürülebilirlik gereksinimleri göz ardı edilebiliyor. Ancak, sürdürülebilir kalkınmanın başarısı, demokratik yapılarla sağlanan hesap verebilirlik mekanizmalarına dayanıyor. Bu noktada, demokratik süreçlerin güçlü, şeffaf ve katılımcı bir şekilde işletilmesi, kalkınma hedeflerine ulaşmada önemli bir rol oynayabiliyor. Ayrıca, teknolojik ilerlemeler ve dijitalleşme gibi unsurlar, demokrasi ve sürdürülebilir kalkınma arasındaki uyumu sağlama konusunda yeni fırsatlar sunuyor. 


Demokrasi ve Sürdürülebilir Kalkınma Arasındaki Farklılıklar 


Demokrasi ve sürdürülebilir kalkınma arasında bazı önemli gerilim noktaları bulunuyor. Bu gerilimler, demokrasilerin doğası gereği kısa vadeli sonuçlara odaklanması ve sürdürülebilir kalkınmanın uzun vadeli hedefler gerektirmesi nedeniyle ortaya çıkıyor.


  • Kısa Vadeli Düşünce vs. Uzun Vadeli Planlama: Demokrasiler, genellikle kısa vadeli seçim döngüleri ve kısa vadeli sonuçlar üzerine odaklanırken sürdürülebilir kalkınma daha uzun vadeli düşünme ve planlama gerektiriyor. Bu gerilim, politikacıların kısa vadeli çıkarlar uğruna uzun vadeli kalkınma hedeflerinden taviz vermesine yol açabiliyor.

  • Bireysel Özgürlük vs. Kolektif Hedefler: Demokrasi, bireysel hak ve özgürlükleri ön plana çıkarırken sürdürülebilir kalkınma kolektif eylemi ve paylaşılan hedefleri gerektirir. Bu çatışma, toplum içinde bireysel çıkarların kolektif hedeflerle uyumsuz hale gelmesine neden olabilir.

  • Çevresel Sınırlar ve Demokrasi: Demokrasi, bireysel özgürlükleri vurgularken, çevresel sınırların tanınması genellikle ihmal ediliyor. Sürdürülebilir kalkınmanın başarısı için çevresel sınırların demokratik süreçlerde daha fazla yer bulması gerekiyor.

  • Siyasi Çatışma ve Adversaryalizm: Siyasi partiler arasında yaşanan aşırı çatışma ve rekabet, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmayı zorlaştırabiliyor. Aşırı siyasi kutuplaşma, sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan uzlaşıyı engelleyebiliyor.

  • Demokratik Katılımın Azalması: Demokratik sistemlerde halkın katılımı zaman zaman azalıyor, bu da sürdürülebilir kalkınma politikalarının toplum tarafından benimsenmesini zorlaştırabiliyor. Katılımın artırılması, sürdürülebilir kalkınma için daha kapsayıcı politikaların benimsenmesini sağlayabilecek.

  • Küresel Eşitsizlikler ve Yerel Demokrasi: Sürdürülebilir kalkınma, sadece yerel düzeyde değil, küresel düzeyde de eşitlik ve adalet gerektiriyor. Ancak, mevcut demokratik sistemler genellikle sadece kendi sınırları içinde faaliyet gösterdiği için, sürdürülebilir kalkınma politikaları küresel eşitsizliklere cevap veremeyebiliyor.


Öneriler ve Çözümler


Demokrasi ve sürdürülebilir kalkınmanın karşılaştığı zorlukları aşmak için bazı çözüm önerileri sunuuyor bu çerçevede öne çıkanların değerlendirilmesi de önem arz ediyor.


  1. Uzun Vadeli Karar Mekanizmalarının Oluşturulması: Sürdürülebilir kalkınmanın başarısı için demokratik süreçlerde uzun vadeli planlamalara daha fazla yer verilmesi gerekiyor. Örneğin, Galler’in Gelecek Nesiller için Refah Yasası gibi yapılar, kamu kurumlarının sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için uzun vadeli planlar yapmasını zorunlu kılıyor.

  2. Katılımın Genişletilmesi: Demokratik sistemlerde halkın daha fazla katılımı sağlanarak, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik toplumsal uzlaşı güçlendirilebilir. Vatandaş Meclisleri gibi deliberatif süreçler, karmaşık sorunların çözülmesinde etkin olabilir.

  3. Kapsayıcılığın Artırılması: Demokratik süreçlerin daha kapsayıcı hale getirilmesi, özellikle gençler, kadınlar ve dezavantajlı grupların güçlendirilmesi, sürdürülebilir kalkınmanın sosyal boyutunu daha sağlam kılabilir. Bu kapsamda katılımın arttırılması için teşvik edici politikalar ile desteğe ihtiyaç duyan gruplar için özel çalışmaların harekete geçirilmesi gerekiyor.


Sonuç


Demokrasi ve sürdürülebilir kalkınma, birbirini tamamlayan ancak zaman zaman gerilim yaşayan iki önemli kavram. Demokratik süreçler güçlendikçe, sürdürülebilir kalkınmanın başarısı da artıyor. Halkın katılımı, uzun vadeli planlamalar ve kapsayıcılığın artırılmasının, bu iki kavram arasındaki uyumu güçlendireceği ve hem insanlar hem de gezegen için daha iyi bir gelecek inşa edilmesine katkı sağlayacağı ifade ediliyor.


Yazının ana kaynağına buradan ulaşabilirsiniz.

3 görüntüleme

Comments


Commenting has been turned off.

Top Stories

bottom of page